Akciğer hastalıklarını ve akciğer kanserini kesin bir şekilde teşhis edebilmek amacıyla akciğer biyopsisi işlemi yapılmaktadır. Sigara içen, çevresel kirliliğe sık bir şekilde maruz kalan ve mesleki olarak riskli ortamlarda çalışan kişilerde akciğer hastalıklarının görülme olasılığı daha fazladır. Gerçekleştirilen muayene sonucunda akciğer grafisinde veya bilgisayarlı tomografide saptanan kitlede enfeksiyon ve enfeksiyon dışı nedenlerin olup olmadığı kolay bir şekilde anlaşılamayabilir.
Akciğer incelemesinden sonra elde edilen bulguların doğruluğu için akciğer biyopsisi yapılması gerekmektedir. Biyopsi yöntemleriyle birçok sorunun kaynağı hızlı ve kolay bir şekilde öğrenilebilir. Kitle, akciğere yakın bir konumda bulunuyorsa bronkoskopi ile biyopsi alınmaktadır. Özellikle akciğerde ulaşılamayan bölgelere ve akciğerin çevresinde bulunan kitleler için direkt olarak ciltten girilmekte ve kitleden parça alınmaktadır. Bu biyopsi işlemi bilgisayarlı tomografi aracılığıyla yapılmaktadır.
Biyopsi işlemi sonucunda bulgular detaylı bir şekilde incelenerek değerlendirilmekte ve tedavi süreci belli olmaktadır. Böylece hastanın sorunu düzeltilerek tüm süreç doğru, eksiksiz ve aksatılmadan tamamlanmaktadır.
Kişinin akciğer hastalığı ve akciğer kanseri olup olmadığını teşhis etmek için akciğer biyopsisi işleminden yararlanılmaktadır. İşlem akciğer dokusundan alınan parçalar ile gerçekleşmektedir. Bu uygulamalar, kapalı veya açık yöntem biyopsi işlemleri olacak şekilde yapılabilir.
Kapalı yöntemler, soluk borusu üzerinden yapılmaktadır. Açık yöntem ise ameliyathane koşullarında ve genel anestezi altında gerçekleşmektedir. Biyopsi prosedürleri şunlardır;
Tüm bu biyopsi işlemlerinin temel amacı; akciğer hastalıklarını farklı yöntemler kullanarak hızlı bir şekilde teşhis etmek içindir. Akciğer dokusundaki anormal yapılar tespit edildikten sonra incelenmekte ve buna uygun bir tedavi yöntemiyle süreç ilerlemektedir.
Göğüs duvarının iç kısmı ve akciğer zarında olabilecek hastalık ve enfeksiyonlara tanı koyabilmek için yararlanılan yöntemlerden birisi akciğer biyopsisi olarak öne çıkmaktadır. Bu biyopsi yöntemleriyle kanser, tüberküloz ve pek çok hastalığa teşhis konulabilmektedir. Akciğer zarından biyopsi almak için kapalı biyopsi ve açık biyopsi tekniklerinden yararlanılmaktadır. Biyopsi işlemi öncesinde birçok test ve tetkik yapılmaktadır.
Kapalı yöntemler deri ve nefes borusu üzerinden gerçekleşirken, açık biyopsi işlemi genel anestezi altında yapılmaktadır. Açık biyopsi yönteminde hekim deride bir kesi açmakta ve akciğerdeki dokudan örnek parça almaktadır. Biyopsi sonuçlarına göre akciğer lobunun çıkarılması gibi kapsamlı cerrahi operasyonlarda yapılabilmektedir. Bu yöntemler cerrahi işlemler olduğu için hastanede yatılması gereklidir.
Biyopsi işlemini yapmayı gerektirecek nedenler ile ilgili şunlardan bahsedilebilir;
Biyopsi işlemi sonrasında iyileşme süreci yapılan yöntemin türü ve kullanılan anestezi uygulamasının içeriğine göre değişiklik göstermektedir. Akciğer biyopsisi genel anestezi altında yapıldıysa hasta gözlem için iyileşme odasına götürülmekte ve hastanın kan basıncı, nabzı ve nefesi stabil bir hale gelmesi beklenmektedir. Lokal anestezi işlemi uygulandıysa veya sedasyona yer verildiyse yine kan basıncı, nabız ve nefes alış durumları stabil bir duruma gelmesi beklenir ve hasta stabil olduktan sonra taburcu edilir.
Biyopsi işlemi bronkoskop aracılığıyla gerçekleştiği zaman boğazda rahatlık hissedilebilir. Ancak öğürme refleksi geri dönene kadar herhangi bir şey yemeye izin verilmemektedir. Akciğer biyopsisi sonrasındaki birkaç gün yiyecek yutarken zorlanma ve boğaz ağrısı durumları gözükebilir.
Transbronşiyal biyopsi işleminden sonra hekim hastadan hafifçe öksürmesini isteyebilir. Bu işlemler hekimin isteğine uyarak dikkatli bir şekilde yapılmalıdır. Bir diğer akciğer biyopsisi yöntemi olan iğne işlemi sonrasında birkaç gün boyunca ağrı hissedilebilir. Bu süreçte hekim tarafından tavsiye edilen ilaçların kullanılması gerekmektedir. Aspirin gibi ilaçlar kanama riskini artıracağından dolayı doktora danışarak hareket etmek en uygun seçenek olacaktır.
Hekim, bu biyopsi uygulaması sonrasında hastasının yorucu fiziksel aktivite yapmaktan kaçınmasını isteyebilmektedir. Biyopsi sonrasındaki süreçte: nefes darlığı, kanlı öksürük, göğüs ağrısı, ateş ve titreme ve biyopsi yapılan alanda kızarıklık veya şişlik görülürse vakit kaybetmeden doktora başvurmak oldukça önemlidir ve bu konunun üzerinde durulmalıdır.
İşlemler ortalama olarak 15 dakika ve 1 saat arasında sürmektedir. Biyopsi sonrasında hasta bir gün boyunca gözlem altında tutulmaktadır. Bunun nedeni, işlemden sonra kanama, ağrı ve akciğerde hava kaçağının olup olmamasını anlamak içindir. Süreçle ilgili olarak gerekli takipler ve kontroller yapıldıktan sonra doktor onay vermesi halinde hasta evine gidebilir. Hasta, doktorun tavsiyelerine uymalı ve kendisini zorlayacak birtakım işlerden uzak durarak süreci dinlenerek geçirmelidir.
Bu biyopsi işlemleri hastanede yatma prosedürü içermese de bazı durumlarda hastanede yatmak gerekebilmektedir. Akciğer biyopsi işlemlerinde lokal anestezi, genel anestezi ve sedasyon uygulamalarına yer verilmektedir.
Deri üzerinden yapılan bu işlem şu şekilde yapılmaktadır;
Gerçekleştirilen bir diğer uygulama transbronşiyal akciğer biyopsisi metodudur. Bu işlemler şöyle yapılır;
Torakoskopik akciğer biyopsi işlemleri;
Genellikle akciğer biyopsisi işleminden sonra patolojik inceleme süreçleri birçok faktöre göre değişiklik göstermektedir. Bu faktörlerden en önemlileri incelenen doku örneği ve laboratuvar ortamındaki yoğun süreçtir. Dokunun niteliği ve şüphe duyulan hastalığın teşhisi gibi birçok unsur biyopsi işleminin süresi değiştirebilmektedir.
Biyopsi işleminin sonucu 2 günde çıkabileceği gibi 7 gün içerisinde de çıkabilmektedir. Bazı durumlarda süreç 10-15 günü de bulabilmektedir. Bundaki en büyük etken vakanın tanımlanması olabilmektedir. Bazen biyopsi yapıldıktan sonra doku parçalarının fiksasyonu bile birkaç gün sürebilmektedir. Buna ek olarak sert bir dokuyu incelemek süreç isteyebilir. Bazı hastaların bulgularında ortaya çıkan durum spesifik bir yönlendirici olmamaktadır. Bu tarz durumlarda doku detaylı incelenebilir, tetkikler yapılabilir ve hatta başka patoloğun fikirlerine danışılabilir.
Tüm bu faktörler bu biyopsi sonuçlarını etkilemekte ve sonuçların çıkma süresini uzatmaktadır. Ancak biyopsi sonuçlarının çıkma süresi ile ilgili ortalama olarak 2 ile 7 gün arasından söz edilebilir. Yapılan teşhisten sonra hastaya uygun bir tedavi yöntemi belirlenmekte ve tedavi ile ilgili süreçler başlamaktadır.
Akciğer bölgesinde şüphe duyulan bulgulara kesin bir teşhis koymak için akciğer biyopsisi işlemleri uygulanmaktadır. Bu işlemin fiyatlarına dair pek çok içerikten bahsetmek mümkündür. Özellikle biyopsi işlemleri hem devlet hem de özel hastanelerde yapılmaktadır. Bu hastanelerin kendilerine ait prosedürleri ve ekipmanları bulunmaktadır.
Devlet hastanesi ve özel hastanede gerçekleştirilmesi planlanan biyopsi süreci için farklı fiyat aralıklarından söz edilebilir. Özel hastanelerde belirli fiyatlara göre biyopsi işlemi yapılabilir ve buradaki işlemler devlet hastanesine göre daha maliyetli olabilir.
Biyopsi fiyatlarına etki eden diğer unsurlardan en önemli kullanılacak yöntemlerdir. Akciğer biyopsisi metotlarında birden fazla yöntem ve teknik kullanılmaktadır. Hastanın durumuna göre bu yöntemlerden birisi seçilebilir ve buna uygun bir tedavi gerçekleştirilebilir. Her yönteminin içeriği ve fiyatları da sürece dahil edilmektedir.
İşlemle ilgili detaylı bilgi alabilmek için öncelikle uygulamanın yaptırılacağı kurumla irtibata geçilmeli ve akciğer biyopsisi süreçleri öğrenilmelidir.
Akciğer biyopsisi işleminde farklı yöntemler kullanıldığı için yan etkilerde buna bağlı olarak değişiklik gösterebilmektedir. Bu biyopsi yöntemlerinde en sık karşılaşılan yan etkiler; kanama ve pnömotorakstır. İşlem esnasında ağızdan az miktarda kan gelebilir ve bu kanama durumları daha sonra kendiliğinden geçebilir.
Pnömotoraks ise amfizemli hastalarda sık görülür ve solunum sıkıntısı meydana getirmektedir. Bu komplikasyonun etki seviyesi akciğer zarından geçiş süreci ve iğne kalınlığı ile ilgilidir. Akciğer biyopsisi işleminde pnömotoraks hafifse ve sıkıntı yapmıyorsa işlem sırasında takip edilmesi yeterlidir.
Bronkoskop yöntemi ile akciğer biyopsisi yapıldıysa boğaz bölgesinde rahatsızlık hissi meydana gelebilir. Bunun yanı sıra iğne biyopsisi sonrasında bölgede hassaslık ve ağrı durumları görülebilir. İşlem sonrasında nefes darlığı, ateş, titreme, biyopsi alanında kızarıklık ve şiddetli ağrı durumları görülürse kısa bir süre içerisinde doktora görünmek gereklidir.
Açık ve torakoskop biyopsi işlemlerinde genel anestezi uygulamalarına yer verilmektedir. Her cerrahi operasyonda azda olsa risk vardır. Dolayısıyla akciğer biyopsisi işlemlerinde de riskler mevcuttur. Biyopside görülebilecek komplikasyonlar;
İğne ve transbronşiyal biyopsisi yöntemleri lokal anestezi altında yapılmaktadır. Bu yöntemlerde bu komplikasyonları içerebilir. Ancak riskler yalnızca bunlarla sınırlı değildir. Biyopsi işleminde görülebilecek diğer riskler;
Kişi hamileyse veya hamilelik şüphesindeyse doktoru biyopsi öncesinde bilgilendirmelidir.
Biyopsi işlemlerinde X-ray ve BT tarama cihazları kullanılmakta ve bu cihazlarda az miktarda radyasyon seviyesi bulunmaktadır. Bundan dolayı akciğer biyopsisi işlemlerinde radyasyona maruz kalma riski oldukça düşüktür. Tüm bunlara ek olarak kişinin sağlık durumuna göre başka risklerden de bahsetmek mümkündür. Biyopsi işlemi öncesinde gerekli bilgi paylaşımı sayesinde doktorlar tarafında bu komplikasyon ve risklere dair önlem alınabilir.
Akciğer biyopsisi yöntemlerinin hem lokal anestezi hem de genel anestezi altında gerçekleşmektedir. Buna ek olarak biyopsi uygulamalarında sedasyon yöntemine de yer verilmektedir. İşlem yapılan bölge uyuşturulduğu için iğnenin girişi hasta tarafından hissedilmemektedir.
Kişi aşırı korkuyorsa ve endişe duyuyorsa damardan rahatlatıcı ilaçlar verilmektedir. Bu sayede biyopsi süreçleri ağrısız ve konforlu geçmektedir. İşlem sonrasında yan etki olarak hafif ağrılar olabilir ancak bu ağrılar çok süre geçmeden kendiliğinden kaybolmaktadır. Akciğer biyopsisi süreçleri ağrısız, güvenli ve konforlu bir şekilde tamamlanmaktadır.