İnce bir iğne yardımıyla ameliyat gerçekleştirmeden böbrek dokusundan kesin teşhis koymak amacıyla parça alınma işlemi böbrek biyopsisi işlemidir. Bu uygulama; doku reddi, glomerülonefrit şüphesi, böbrek yetmezliği nedenlerinin ortaya konulması amacıyla yapılmaktadır.
Biyopsi, genel olarak ultrason ve tomografi eşliğinde gerçekleşmektedir. Böylece hem böbrek hem de iğnenin hareketi her dakika ekrandan izlenmektedir. Bu şekilde yapılan biyopsi işlemlerinde hata ihtimali en aza indirilmekte ve vücuttaki diğer dokulara zarar verilmesinin önüne geçilmektedir.
Böbrek hastalıklarının bazılarında fizik muayene ve testler hastalık tanısı koymak için yeterli değildir. Bu hastalıkların tanısı için böbrek biyopsisi gerekmekte ve bu biyopsi sayesinde doğru teşhis koyulabilmektedir. Biyopsi ile bazı tubülointerstistel hastalıklar ve açıklanamayan bazı rahatsızlıkların kesin tanısı konulabilmekte ve bu sayede etkin bir tedavi yöntemi belirlenmektedir.
Bu biyopsi işlemleri iki çeşit amaçla yapılmaktadır. Bu amaçlar;
Her biyopsi işleminde olduğu gibi böbrek biyopsisi uygulamalarında da bazı aşamalar vardır. Bu aşamalar ile ilgili şunlar söylenebilir;
Böbrekleri etkileyen pek çok hastalık çeşidinden bahsetmek mümkündür. Bu hastalık çeşitlerine göre tedavi yöntemleri de farklılık göstermektedir. Damarsal, romatizmal ve diğer hastalıklar böbrek işleyişinde bozulmaya neden olmaktadır. Hastanın şikâyetleri bu sorunların sebebinin böbrek olduğunu işaret edebilir. Ancak bazı durumlarda bu hastalıklara sebep olan problem ile ilgili detaylı bir şekilde tanı konulamamaktadır.
Tedavi yöntemleri de probleme yönelik olarak değişkenlik göstermektedir. Uygulanacak tedavinin başarısı, detaylı bir tanı konulmasıyla ilişkilidir. Dolayısıyla böbrek hastalıklarına dair yapılacak testlerin bazı durumlarda tahlil ve tetkikler ile anlaşılamamaktadır. Ancak böbrek biyopsisi yöntemleri sayesinde hastalığın net bir tanısı konulabilmektedir.
Biyopsi işlemleri için yararlanılan diğer yöntemler şunlardır;
Ultrason eşliğinde böbrek biyopsisi işleminde ince iğne aspirasyon ve kalın iğne aspirasyon teknikleri kullanılmaktadır. İnce iğne aspirasyon yönteminde lokal uyuşturmaya gerek duyulmamakta ancak kalın iğne biyopsisi tekniğinde lokal uyuşturma yapılmaktadır. Tüm bu işlemlerden sonra hasta 1-2 saat sonra evlerine dönebilmektedir.
İğne aracılığıyla böbrekten küçük doku parçasının alınma işlemidir. Bu parça, patoloji laboratuvarında detaylı bir şekilde incelenmekte ve böbrekteki rahatsızlığa dair bir tanı bu açık biyopsi yöntemiyle ortaya koyulmaktadır.
Hekim, böbreğe ulaşmak için hastanın karnında küçük bir kesi açmakta ve kamera aracılığıyla bu keşiden geçerek böbreğe dair görüntü almaktadır. Doku alma cihazı ile şüpheli bölgelerden örnek alınmakta ve bu örnek incelendikten sonra hastalık ile ilgili teşhis konulabilmektedir.
Biyopsi işlemleri eskiden ameliyat ile yapılan yöntemlerdi ancak günümüzde bütün biyopsi işlemleri iğne ile yapılmaktadır. Böbrek içerisindeki dokuda tümör varsa biyopsi yöntemine gerek kalmadan ameliyat yapılarak kitle çıkartılmaktadır.
İğne aracılığıyla gerçekleştirilen tüm biyopsi yöntemlerinde olduğu gibi böbrek biyopsisi uygulamalarında da bazı riskler vardır. Bu riskler, basit veya oldukça nadir görülmektedir. Ancak risklerin olması işlemin güvenilir olmadığı anlamına gelmemektedir. Böbrek iğne biyopsisi son derece güvenilir bir uygulama olarak öne çıkmaktadır. Böbrek iğne biyopsisi yöntemlerindeki riskler ile ilgili şunlar söylenebilir;
Böbrek hastalıklarını öğrenebilmek amacıyla birçok test ve tetkik yapılmaktadır. Ancak tüm bu tetkikler sonucunda kesin tanı koymak oldukça zor olabilmektedir. Bu hastaların rahatsızlıklarına dair kesin bir tanı koyabilmek için böbrek biyopsisi işleminden yararlanmak gerekmektedir. Çünkü biyopsi işlemleriyle hastalığa dair hem ek bilgiler sağlanmakta hem de hastalığın doğru tanısı konulabilmektedir.
Biyopsi işlemi genel olarak radyolog hekimin deneyimine göre kısa süreli veya uzun süreli olabilmektedir. Ancak işlem ortalama olarak 15-60 dakika arasında tamamlanmaktadır. Gözlemlenmesi gereken doku detaylı bir şekilde incelenecekse süreç daha da uzun olabilmektedir. Biyopsi işlemi sonlandırıldıktan sonra hastanın nabız ve tansiyonunun kontrolü için 5-6 saat süreye ihtiyaç duyulabilir. Bu süreç sona erdikten sonra hasta evine gönderilmektedir.
Böbrek dokusunun incelenmesi diğer yöntemlerden biraz daha farklıdır. Işık mikroskopisi ve immünfloresan adında iki farklı yöntem kullanılarak incelemeler yapılmaktadır. İncelemeyi gerçekleştirecek olan doktorun deneyim sahibi olması önemli bir konudur. Böylece biyopsi işlem süresi daha kısa sürede tamamlanabilir.
Devlet üniversiteleri ve özel üniversitelerin laboratuvarlarında yapılacak böbrek biyopsisi incelemesi yığılma ve randevulardan dolayı sıkıntılı bir süreçtir. Biyopsinin sonuçları laboratuvarın çalışma hızı, teknik kapasitesi ve çalışma hızına göre belirli bir süreye sahiptir. Özel laboratuvarlarda süreç 3-4 gün sürerken, devlet hastanelerindeki süreç 3-4 haftayı bulabilmektedir.
Özel hastanelerde böbrek biyopsisi, genellikle daha fazla teknoloji ve kişisel hizmet sunduğu için kamu hastanelerine kıyasla daha pahalı olabilir. Ancak, SGK kapsamındaki hastalarda kamu hastanelerinde bu işlemin maliyeti önemli ölçüde azalabilir ya da tamamen karşılanabilir. Özel sağlık sigortanız varsa, işlemin bir kısmı ya da tamamı sigorta tarafından karşılanabilir, bu nedenle sigorta poliçenizi incelemenizi öneririz.
Biyopsi işlemlerinin fiyat aralıklarını değiştiren bazı faktörler vardır. Bu işlemin fiyatlarını etkileyen faktörler;
İşlemin yapılacağı yerin devlet hastanesi mi yoksa özel hastane mi olduğu, işlem fiyatlarını büyük bir şekilde etkilemektedir. Devlet hastanesinde sigortalı olarak işlem gerçekleştirilirken, özel hastanelerde toplam maliyet tutarı daha fazla olabilir. Tüm bunlara ek olarak böbrek biyopsisi ile ilgili detaylı bilgi alabilmek için işlemin yapılacağı merkezle iletişim kurulmalı ve randevu alınmalıdır.
Tüm biyopsi uygulamalarında olduğu gibi böbrek biyopsisi işlemlerinde de günü birlik yatış gerçekleşmektedir. İşlemin olacağı gün hasta, hastaneye yatırılmakta ve aynı gün taburcu edilmektedir. İşlem sona erdikten sonra hastanede kalmaya gerek duyulmamaktadır.
İşlem için hastaneye gelmeden önce hastanın 6 saat bir açlığa sahip olması gereklidir. Biyopsi öncesinde hasta endişe ve korku yaşayabileceği için hastaya damardan rahatlatıcı bir ilaç verilebilir. Bunun nedeni hastanın ilk defa böbrek biyopsisi olmasıdır. Kısa süreli bir işlem olan biyopsi için sedasyon uygulamasına da yer verilebilir. Tüm bu işlemlerin her birisi son derece güvenlidir.
Süreç tamamlandıktan sonra hasta bekleme odasına götürülmekte ve bir iki saat sonra sıvı alımına başlayabilir. 2-3 saat sonra kanama durumlarının görülüp görülmediği kontrol edilir. Eğer hastada herhangi bir sorun görülmüyorsa evine gönderilmektedir. Hastanın hastaneden çıktıktan sonra ağır egzersiz veya iş yapmaması gerekmektedir. Böbrekte hafif ağrılar görülebilir bunun için doktorun önerdiği ağrı kesici ilaçlar kullanılmalıdır.
Böbrek biyopsisi, güvenli bir işlem olarak bilinmektedir. Bu işlemlerde en çok karşılaşılan problemler; ağrı ve kanamadır. Kanama durumları farklı şekillerde meydana gelebilir. En sık görülen kanama şekli idrar toplayıcı sistemindekilerdir. Bu tarz durumlarda hastanın idrarında hafif derecede kan görülebilir. Aynı zamanda idrar yaparken ağrı olabilmekte ve idrar yapmakta zorluk çekilebilir. Bu tür kanamalar hasta ve doktor tarafından kontrol edilmekte ancak birçoğu kendiliğinden düzelen sorunlardır.
Bir diğer kanama şekli ise böbrek kapsülü içerisinde ve böbrek çevresinde görülenlerdir. Bu kanama şeklinde ağrılarda görülebilir. Hasta bu gibi sorunlarla karşılaştığında erken bir müdahaleye ihtiyaç duyulmaktadır. Böbrek biyopsisi işleminden sonra görülen bir diğer komplikasyon; fistül kanalıdır. Atar ve toplar damar arasındaki fistül kanalı oluşmakta ancak çoğu hasta için büyük bir soruna neden olmadan kendiliğinden iyileşmektedir.
Böbrek biyopsisi, görüntüleme eşliğinde yapılacaksa kolay, ağrısız ve güvenilir bir yöntem olarak öne çıkmaktadır. İşlem süresi yaklaşık olarak 5-10 dakika arasında sürmektedir. İğnenin girdiği yer ve diğer bölgelerin her birisi ekrandan anında görülmektedir. Bazen böbrek biyopsisi işleminde ağrı olabilir. Bundan dolayı iğnenin giriş noktası uyuşturulmakta ve damardan rahatlatıcı ilaçlar verilmektedir. Böylece işlem tamamen ağrısız bir süreç olarak devam etmektedir.
Biyopsi işleminden sonra bölgede ağrılar meydana gelebilir. Ancak bu ağrı durumları 2-3 gün içerisinde geçmektedir. Eğer biyopsi sonrası ağrı geçmez ve şiddetlenirse doğrudan hastaneye başvurulmalıdır.
Biyopsi işlemlerinin her birisinde düşükte olsa risk durumu vardır. Bu durum böbrek biyopsisi içinde geçerlidir. Bu biyopsi işleminde görülen en önemli risklerden birisi kanamadır. Hafif derecede bir kanama idrarda görülebilir ve bu durum idrarda renk değişimine sebep olabilir.
Böbrek biyopsisi yapılan hastaların %0.1’inde kan transfüzyonuna ihtiyaç olabilecek kadar kanama görülebilir. Bazı durumlarda kontrol altına alınamayan kanamalar olabilir ve bu durumda böbreklerin çıkarılması gerekebilir. Ancak böbrek çıkarılması çok nadir görülmektedir.
Kan sulandırıcı hapların biyopsi işleminden yaklaşık olarak 10 gün önce kesilmesi gerekmektedir. Bu ilaçların kesilmesi olası enfeksiyon sorunlarını önlemektedir. Ayrıca böbrekteki atardamar ve toplardamar arasında arteriovenöz şant oluşabilmektedir.
Hastada idrar enfeksiyonu gözükürse biyopsi uygulaması tekrar edilebilir. Bunun yanı sıra lokal anestezi işlemi ile yapılan biyopsi sonucunda ciltte kaşınmalar görülebilmektedir. Olası riskleri önleyebilmek için hastanın ilaç alerji durumu, kullanılan ilaçlar ve kanama problemlerinin her birisinin ilgili hekime işlemden önce söylenmesi büyük bir öneme sahiptir.
En çok kullanılan böbrek biyopsisi tekniği iğne biyopsisidir ve bu işlem genel olarak ultrason odasında yapılmaktadır. Kullanılan bir diğer yöntem ise cerrahi müdahale gerektiren açık biyopsi olarak öne çıkmaktadır. En çok kullanılan iğne biyopsisi şu şekilde yapılır;
Böbrek biyopsisi uygulaması güvenli bir yöntem olarak bilinir ancak bazı riskleri de bulunmaktadır. Özellikle kanama durumu önemli bir risk olarak öne çıkmaktadır. Bu işlemde kanama meydana gelebilir ve bu sorun, bir veya iki gün boyunca kan görülmesi ve sonrasında düzelmesi şeklinde hafif şekilde seyredebilir. Fakat bazen ciddi kanamalarda hastada görülebilir ve normal yöntemlerle bu kanamayı durdurmak zor olabilir. Bazı durumlarda anjiyo yöntemine başvurma ihtiyacı duyulabilir. Anjiyo gerektiren kanama oranı oldukça düşüktür.
Biyopsi ile damarlarda balonlaşma görülebilir veya fistül kanalı oluşabilir. Buna ek olarak idrarda hafif derecede kan görülebilir. Bu risklerin birçoğu hafif bir şekilde seyreder ve ekstra bir tedavi gerektirmeyebilir. Böbrek biyopsisi sonrasında uygulama yapılan bölgede ağrılar olabilir. Bu ağrıların geçmesi için doktorun önerdiği ağrı kesici ilaçlar kullanılabilir.