HSG ( Histerosalpingorafi) yani diğer ismi ile rahim filmi, kadınlarda tüplerin tıkanık olup olmadığını anlamak amacı ile çekilen bir röntgen türüdür. Halk dilinde “ilaçlı rahim filmi olarak bilinen HSG, kanallara salınan yağlı bir x-ışını boyasının kanallardaki dağılımına bakılarak, varsa eğer, sorunu tespit etmektedir. Acaba kadınlar neden böyle bir deneyim yaşamak zorunda kalmaktadırlar ve böylesine meşakkatli bir yöntemi denemektedirler? Bu sorunun yanıtı, annelik içgüdüsünden başka bir şey değildir aslında ama işin bir de teknik kısmı var. Yani anne adayları, anne olma yolunda karşılaştıkları bazı engelleri aşabilmek adına bu deneyimi yaşamaktadırlar.
Annelik deneyimi, kendini hazır hisseden birçok kadının yaşamak istediği, arzuladığı bir duygudur. Bazen anneliğe hazırlıksız yakalanarak bazen de planlayarak erişilen annelik deneyimi, her halükârda kadınları büyük sevince boğmaktadır. Ancak ne yazık ki bazı anne adayları ne kadar planlarsa planlasın hamileliğe erişememekte, kadınların üreme organlarındaki bazı sorunlar bu durumdaki anne adaylarının gebeliğini engellemektedir. Gebelik oluşması amacıyla planlı olarak yaşanan bir yıllık gibi bir süreçten sonra hâlâ gebelik oluşmamışsa anne adaylarımız hemen doktor kapısını aşındırmaya başlamaktadır. Hatta bazen bir yıl bekleme sabrını gösteremeyen anne adayları, birkaç aylık deneme sonucunda gebelik yaşanmamışsa kısırlık olması ihtimali ile hekime başvurmaktadır. Hekimler genel olarak, bir yıl kadar süren planlı bir denemeden sonra kısırlık için tetkikler yapılmasını doğru bulmaktadır. Tetkikler ilk olarak anne adayı üzerinde daha sonra da baba adayı üzerinde yapılmaktadır ve konulan tanıya göre de tedaviye başlanmaktadır. Anne adaylarındaki kısırlık vakalarının büyük bir çoğunluğu yumurta üretimindeki bozukluklardan ve kanallardaki yapışıklık veya tıkanıklıklardan kaynaklanmaktadır. Yumurta üretiminden kaynaklanan bozukluklar basit ultrason filmleri ile tespit edilmektedir. Ancak kanallardaki sorunların tespiti ultrason gibi basit röntgen filmleri ile sağlanamamaktadır ve maalesef ki bu tespit için alternatif de yoktur. Kanallardaki sorunların tespiti için kullanılan tek yöntem HSG yöntemidir.
Ancak ne var ki HSG yöntemi, kanal tıkanıklığının teşhis ve tedavisinde kesin çözüm değildir. Yöntemin bazı sakıncaları yanıltıcı olabilmektedir. Bu yöntem, ilacın hızlı verilmesiyle oluşan kasılmalara bağlı olarak, hiçbir şekilde kanal tıkanıklığı olmayan anne adaylarında sanki tıkanıklık varmış gibi gösterebilmekte, ya da kanal tıkanıklarını ortaya çıkaramama gibi bir durumla karşı karşıya bırakmaktadır. 50 senelik bir tarihe sahip olan bu inceleme yönteminin işinin uzmanı kişilerce yapılması, sanırım yukarıda bahsedilen sakıncayı ortadan kaldıracaktır. Teknolojinin her geçen gün katlanarak hız aldığı yüzyılımızda HSG yönteminin bu sakıncalı yönüne çözüm üretmesi an meselesidir.